Ekonomi

Çin Devlet Başkanı Şi’den 5 yıl sonra ilk Avrupa ziyareti

Ziyaretinin ilk durağında, dün Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotif ülkelerinden Fransa’yı ziyaret eden Şi, 10 Mayıs’a kadar sürecek gezisinde Sırbistan ve Macaristan’da da temaslarda bulunacak.

2019’dan bu yana Avrupa’ya ilk ziyaretini yapan Şi’nin, Fransa ile Çin’in Avrupa’daki geleneksel dostu olan iki ülkeyi tercih etmesi, Pekin’in jeopolitik ve ekonomik baskılar karşısında kıtada destek bulma arayışını yansıtıyor.

Pekin yönetimi, ABD ile rekabette Batı ittifakı içinde bir gedik bulma umuduyla “Avrupa’nın stratejik özerkliği” fikrini destekliyor. Şi, bu yüzden Avrupa’nın, Çin ile ilişkilerinde ABD’nin “vassalı” olmaması gerektiğini savunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u stratejik bir dost olarak görüyor.

Şi, 6-7 Mayıs’ı kapsayan Fransa ziyaretinde, Macron ile başkent Paris’te ve Fransız Pireneleri’ndeki dağ sayfiyesi Pic du Midi’de temaslarda bulunacak.

Fransız lider, geçen yıl 5-8 Nisan’da Çin’i ziyaret ettiğinde, benzer şekilde başkent Pekin’de ve ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinin merkezi Guangcou’da ağırlanmıştı.

“Siyasi güveni ve stratejik mutabakatı derinleştirme” mesajı

Şi, ülkeye varışında, 2024’ün Çin ve Fransa arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 60. yılı olduğunu belirterek, iki ülkenin 60 yıl önce Soğuk Savaş kalıplarını kırarak büyükelçi düzeyinde diplomatik ilişkileri başlattığını hatırlattı.

Çin lideri, iki ülke arasındaki ilişkinin, yıllar içinde Çin’in Batı ülkeleri ile kurduğu ilişkilerin ön safında yer aldığı ve farklı sosyal sistemlere sahip ülkelerin barış içinde bir arada yaşamasına ve kazan kazan işbirliğine örnek teşkil ettiğine dikkati çekti.

İki ülkenin çok sayda alandaki işbirliğinin yanında küresel yönetim konularında eş güdüm içinde olduğuna işaret eden Şi, “Büyüyen Çin-Fransa ilişkileri, yalnızca iki ülke halklarına kazanç sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çalkantı içindeki dünyaya istikrar ve pozitif enerji katıyor.” dedi.

Ziyaretinde, Macron ile Çin-Fransa ve Çin-Avrupa ilişkileri ile uluslararası ve bölgesel sorunlarda görüş alışverişinde bulunacaklarını aktaran Şi, “Umarım bu ziyaret, uzun süreli dostluğumuzun perçinlenmesine, iki ülke arasında siyasi güven ve stratejik mutabakatın geliştirilmesine, farklı alanda işbirliği ve etkileşimlerin derinleşmesine katkı sağlar.” ifadesini kullandı.

Macron ve Avrupa’nın stratejik özerkliği

Şi, Macron’un, Avrupa’nın stratejik özerkliğini savunan, AB’yi ABD ile Çin rekabetinde “üçüncü bir kutup” olarak konumlandırmayı hedefleyen vizyonunu ülkesinin çıkarına görüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı, geçen yıl Çin’e yaptığı ziyarette, Avrupa’nın, Tayvan sorunu anlaşmazlıklarında Çin ile ABD arasında taraf olmasına dair şüphelerini dile getirmişti.

Guangcou’ya yolculuğu sırasında gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Macron, “Avrupa, daha Ukrayna’daki krizi çözebilmiş değil. Bu durumda Tayvan konusunda, ‘Dikkatli olun, yanlış bir şey yaparsanız biz de orada oluruz’ demek ne kadar inandırıcı olur?” ifadesini kullanmıştı.

Macron, Avrupa’nın jeopolitik düzlemde stratejik özerkliği koruması gereğine işaret ederek, “Eğer süper güçler arasında gerilim artarsa, stratejik özerkliğimizi finanse etmeye ne zamanımız ne de kaynağımız kalır, (ABD’nin) vassalı haline geliriz.” diye konuşmuştu.

Fransız lider, ABD ile görüşlerinin örtüştüğü konularda dahi Ukrayna, Çin veya yaptırımlar konusunda bir “Avrupa stratejisinin” olması gerektiğini belirterek, “Bir blok diğerine karşı mantığında olmamalıyız. Dünyada düzensizlik yaratmaktan ve bizim olmayan krizlere karışmaktan kaçınmalıyız.” görüşünü dile getirmişti.

Ekonomi sorunlar

Avrupa Komisyonunun, Çin’den ithal elektrikli otomobiller için sübvansiyon soruşturması başlattığı, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri için de soruşturma başlatmayı planladığı bir dönemde, Çin’in kıta ile ekonomik ilişkileri kritik eşikten geçiyor.

AB içinde ekonomik güvenliğe dair endişeler ve “riskleri giderme” yaklaşımının son aylarda somut eylemlere dönüştüğü gözleniyor.

Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupalı otomotiv üreticileri için haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle Ekim 2023’te Çin’den ithal elektrikli otomobillere yönelik sübvansiyon soruşturması başlatmıştı.

Komisyonun, Çinli şirketlerin soruşturma ile işbirliği yapmaması nedeniyle gelecek ay yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce Çin’den ithal elektrikli araçlara gümrük vergileri getirmesi bekleniyor.

AB, tıpkı ABD gibi, Çin’de elektrikli araçlar, yeni enerji donanımları gibi bazı yükselen sektörlerde devlet destekleriyle iç talebi aşan, kapasite fazlası sanayi üretiminin küresel piyasayı ve Avrupa pazarını ucuz ürünlerle doldurarak Avrupa endüstrilerine zarar vermesinden endişe duyuyor.

Komisyon, Çin’den ithal güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yeni enerji donanımları için de benzer bir sübvansiyon soruşturması başlatmaya hazırlanıyor.

Ukrayna krizi

Öte yandan Çin’in, Ukrayna savaşında Rusya’ya örtülü destek veren tutumu da Avrupa’da tepki çekiyor. Moskova’nın Ukrayna’ya saldırısını, kendi güvenlikleri için yaşamsal bir tehdit olarak algılayan Avrupa ülkeleri, Pekin’den Ukrayna krizinin çözümü için daha fazla çaba bekliyor.

AB, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının 2. yılında, 24 Şubat’ta kabul edilen Rusya’ya yönelik 13. yaptırım paketinden ilk kez Çinli şirketleri yaptırım listesine dahil etmişti.

Elektronik ve mikro-devre üreticisi bazı Çinli şirketlerin, Rus alıcıların, Avrupa’da üretilen, askeri ve sivil ikili kullanımı olan ürünlere erişmesine yardım ve aracılık ettiği öne sürülmüştü.

Şi ile Macron’un Ukrayna sorunu konusunda görüş alışverişinde bulunması, Fransız liderin Çin mevkidaşını Kiev yönetiminin çözüme yönelik perspektifine dair bilgilendirmesi bekleniyor.

Macron’un geçen yıl Çin’e yaptığı ziyarette görüşmelerin ardından Şi, ilk kez Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüşmüştü, bunda Macron’un telkinlerinin de etkili olduğu ileri sürülmüştü.

İsrail-Filistin sorunu

İki liderin, Filistin sorunu ve İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de krizi de ele alması bekleniyor.

Çin’in Paris Büyükelçisi Lu Şayı, ülkesinin medya organlarına yaptığı açıklamada, bu konuda iki ülkenin benzer görüşlere sahip olduğu belirtti.

Devlet Başkanı Şi de Fransa’ya varışında, Filistin’deki durumun, “yürekleri sızlattığını” belirterek, temel çözümün bağımsız Filistin devletinin kurulması olduğu görüşünü yineledi.

Filistin sorununun kökeninde Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının uygulanamaması, iki devleti çözümün temelinin sürekli aşındırılması ve barış sürecinden uzaklaşılması olduğunu vurgulayan Şi, Fransa’ya Orta Doğu’da barışın sağlanmasına katkı için işbirliğini güçlendirme çağrısında bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu